Bu şarkı hepimizin şarkısı: Kız çocuklarının müziği susturulamaz!

Yakın zamanda Türkiye’de gündem olan #müziksusturulamaz kampanyası ile tarihte tanıklık ettiğimiz bir başka olayı konu alıyoruz. Bu haftanın “Yeni Bir Tarih” köşesinde Afganistan Eğitim Bakanlığı’nın kız çocuklarına ülke çapında şarkı söyleme yasağı koyma çabalarına karşı başlatılan protestoyu yazdık: #IAmMySong kampanyası.

2020 yılının mart ayında başlayan tepki giderek büyüdü. Sosyal medyada şarkı söylerken videosunu kaydeden Afganistanlı kadınlar, kız çocuklarının şarkı söylemesine gelen yasağı şarkılarıyla protesto ettiler.

REUTERS/Mohammad Ismail

Mart ayında medyaya sızan okullara dağıtılmak üzere hazırlanmış belge, Kabil Eğitim Bakanlığı’nın kararını içeriyordu: Düzenlenen etkinliklere yalnızca kadınlar katılmadığı sürece, 12 yaş ve üstü kızlar artık halka açık etkinliklerde şarkı söyleyemez. Aynı belgede kız çocuklarının bir erkek müzik öğretmeni tarafından eğitilemeyeceği kararı da belirtiliyordu.

Murtaza İbrahimi adlı kişinin kendi çocuğunu şarkı söylerken paylaştığı Twitter gönderisi, kampanyada dikkat çeken videolardan biri oldu.

Eğitim Bakanlığı’nın kararı alırken sunduğu sebep, öğrencilerin çalışmaya odaklanmalarını sağlamak olarak açıklandı. Birçok kişi bu gerekçeyi yeterli bulmayarak hükümeti Taliban’a sempati duymakla ve cinsiyet ayrımcılığını teşvik etmekle suçladı. İşte bu karara tepki olarak sosyal medyada başlatılan kampanya ve #IAmMySong etiketiyle paylaşılan gönderilerden birkaçı:

İran, Türkiye ve Sri Lanka gibi ülkelerden destek gören protesto, Afganistan Ulusal Müzik Enstitüsü’nün kurucusu Ahmad Sarmast’ın çağrısıyla ateşlendi. Sarmast’ın açıklamasına göre kararname sadece Afgan kızların müzik haklarını ve onları müziğin iyileştirici gücünden mahrum etmekle kalmıyor, aynı zamanda Afgan anayasasını, çocuk koruma yasalarını ve uluslararası çocuk hakları sözleşmesini de ihlal ediyordu.

Afganistan’da Amerika Birleşik Devletleri’nin ülkeden çekilme kararıyla birlikte yaşadığı iç çatışmalar, ülkedeki diğer alanlarda da karışıklık yaratıyordu. Politikacılar ve insan hakları savunucuları, Taliban’ın iktidara gelmesi durumunda insan hakları açısından elde edilen tüm kazanımların sona ereceğinden korktuğunu sıklıkla dile getiriyordu.

 Afganistan’daki kadınlar, kendilerini müzikle ifade edebiliyor ve birçoğu bunu şiddet ve savaş zamanlarında bir başa çıkma mekanizması olarak kullanıyorken; bu hakkı ellerinden almak isteyen hükümete tepki yağdırarak #IAmMySong etiketiyle müziğin susturulamayacağını anlatmak istiyordu.

Ahmad Sarmast’ın bu paylaşımı gibi kız çocukların şarkılarını söylediği pek çok video, sosyal medyada Afganistan’ın sesi oldu.

Ms Magazine haberine göre barış elçisi Fawzia Koofi, Nimruz’da karşılaştığı bir kadının sözlerini şu şekilde aktarıyor:

 “Afganistanlı kadınların lüks bir hayatı yok. Daha nelerden vazgeçeceğiz? Cinayet ve suikastlarla hedef alınıyoruz, toplumdaki haklarımızı kullanmaktan mahrum kalıyoruz, ekonomiye erişimimiz düşük, aile içi şiddet var. Lüks bir hayat yaşamıyoruz. Ama en azından sorunlarımızı konuşabiliriz. Taliban döneminde sorunlarımız hakkında konuşmamıza bile izin verilmiyordu. Afganistan halkı, konuşma özgürlüğüne ve eşit muameleye sahip olmaya devam etmek istiyor.”

 Başka bir röportajda, Afganistan Ulusal Müzik Enstitüsü’nden mezun olmak üzere olan 18 yaşındaki piyanist Maram Abdallah, müziğini icra edebilmek için ailesinin muhafazakâr tavırlarıyla savaşmak zorunda kaldığını söylüyor:

“Annemle babamın üniversiteye gittiği Mısır’da büyüdüm ve piyano çalmaya beş yaşında başladım; ama Afganistan’a döndüğümüzde babam müziğe devam etmeme izin vermedi”, diyor. Abdallah’ın babası, bu kararının nedeninin toplumdan gelen baskı olduğunu belirtiyor.

“Sesimizi kimsenin susturmasına izin vermeyeceğiz. Kızlarımızın geleceği için ayağa kalkmalıyız” diyen aktivist Laila Frogh Mohammadi, popüler bir Afgan şarkısını söylediği videoyu Twitter’da paylaştı. Şarkının sözleri durumu açıklamaya yetiyor: “Zor, ama atlatacağız.”

Kaynaklar: