Karin Dreijer

İsveçli şarkıcı-söz yazarı ve plak yapımcısı, Fever Ray olarak da bilinen Karin Elisabeth Dreijer’ı bu haftaki Beats By Girlz Türkiye Portreler bölümümüzde mercek altına alıyoruz.

Karin Elisabeth Dreijer, müzik kariyerine kardeşi Olof Dreijer ile kurdukları elektronik müzik grubu The Knife’ın bir parçası olarak başladı. Müzisyen ilk solo albümünüyse ‘Fever Ray’ takma adıyla 2009 yılının ocak ayında yayınladı. İsveçli müzisyenin solo projesi olan Fever Ray’de mükemmelleştirdiği yaklaşımın kökleri, kardeşi Olof Dreijer ile kurdukları The Knife’da kullandıkları tekniklere dayanıyordu. Karin Elisabeth Dreijer’in ikinci stüdyo albümü Plunge ise 2017 yılının ekim ayında yayınlandı. Müzik kariyerine başlamadan önce bir web tasarımcısı olarak çalışan Karin Elisabeth Dreijer,1998’de Stockholm’e taşındı.

The Knife, 2001 yılında kendi adını taşıyan ilk albümünü yayınladı. İkili, ikinci stüdyo albümleri Deep Cuts‘ın (2003) çıkış single’ı ‘Heartbeats’in yayınlanmasının ardından çok daha geniş bir alanda uluslararası tanınırlık kazandı. 2005 yılında Röyksopp’un ‘What Else Is There?’ isimli parçasına vokal yapan müzisyen bu performansıyla kariyerinin erken bir döneminde önemli bir başarı elde etti.

Karin Elisabeth Dreijer ve kardeşi Olof Dreijer 2006’da aynı isimli üçüncü albümlerini desteklemek için Silent Shout Tour’a çıktıklarında (2006) ilk defa canlı performans sergilediler. 2013 yılında dördüncü ve son stüdyo albümlerini beğeniye sunan grup, Shaking the Habitual‘ı yayınladı. Shaking the Habitual Tour’un tamamlanmasından sonra müzik grubu 2014 yılının kasım ayında dağıldı.

Müzisyen, The Knife grubunun faaliyetlerine ara verdikleri bir vakitte, Fever Ray takma adıyla kendi adını taşıyan ilk solo albümünü 2009 yılında yayınladı. Albümün içerisindeki en popüler şarkılardan biri, Person of Interest, Breaking Bad ve Wentworth dahil olmak üzere çok sayıda televizyon dizisinde yer alan ve aynı zamanda Kanada-İrlanda yapımı tarihi dram dizisi ‘Vikings’in açılış şarkısı olan “If I Had a Heart” (2008) oldu.

Müzisyenin vokal stili hem tiz ve derin tonlar hem de çok kanallı vokallerin kullanımı ile dikkat çekiyor. Görsel olarak, fotoğraf çekimlerinde, videolarda ve canlı performanslarda maskeler, yüz ve vücut boyası, karmaşık kostümler ve diğer farklı teatral unsurları kullanan müzisyen, performanslarının çoğunda izleyicinin görüşünü kısmen gizleyen bir tül perde arkasında bulunarak mistik ve gizemli bir hava yaratıyor.

Müzisyen, yayınladığı parçalar haricinde de aktif olarak, Ingmar Bergman’ın 1968 tarihli korku filmi Hour of the Wolf’un 12 Mart 2011’de Stockholm’deki Royal Dramatic Theatre’da prömiyeri yapılan tiyatro uyarlamasının müziklerini besteledi. Karin Elisabeth Dreijer, 2016 yılının şubat ayında sömürge ve homofobik şiddet temalarını işleyen Vahák (İngilizcesi: Şiddet) adlı bir tiyatro oyununun müziklerini de bestelediğini duyurdu. 20 Ekim 2017’de, “To the Moon and Back” single‘ını ve beraberindeki müzik videosunu yayınlayan müzisyen, bu şarkıyı 27 Ekim’de önceden duyurulmadan piyasaya sürülen ikinci stüdyo albümü Plunge‘ın çıkış single‘ı yaptı. Albüm piyasaya çıktığı andan itibaren müzik eleştirmenlerinden büyük bir beğeni topladı ve çok sayıda yıl sonu listesinde yer aldı.

2018 İsveç Grammy Ödülleri’nde müzisyen ve Plunge’ın yapım aşamasında birlikte çalıştığı yapımcılar “Yılın Yapımcısı” ödülünü kazandı. Plunge ayrıca IMPALA ödüllerinde En İyi Avrupa Bağımsız Albümü dalında aday gösterildi.

Müzisyen 2017’de The Guardian’a verdiği bir röportajda evlenip boşandığını ve boşandıktan sonra Andersson’ı isminden çıkardığını belirtti. Aynı röportajda kendisini “kesinlikle queer biri ama […] cinsiyeti çok değişken” olarak tanımladı. (Karin Elisabeth Dreijer they/them zamirlerini kullanıyor.) Loud and Quiet’a verdiği bir başka röportajda

 “Fever Ray albümünün sözlerini yazdığımda… Evde çığlık atan bir bebekle geçirdiğim altıncı ayımdı – albümde tabii ki o dönemle ilgili çok iz var. İsveç’te anne olduğunuzda toplumdan büyük oranda izole oluyorsunuz, yani artık yalnızca evde kalmanız gerekiyor gibi. Altı ya da yedi ayın ardından stüdyoma gidip, geriye dönüp baktığımda, birdenbire devamlı evde olmanın verdiği paranoyayla yüzleştim.”, diyor.

Ebeveyn olmanın getirdiği sorumluluk ve rutinin aksine, Karin Elisabeth Dreijer’ın video kliplerinde tasvir ettiği ev hayatı, bir grup çiftlik hayvanıyla ahırda bir pagan deneyiminden, bir yüzme havuzunun önündeki ruh çağırma ritüeline kadar her türlü anormallikle doludur. Videolarının bazılarında, farklı yaş ve ırklardan çeşitli kadınlar müzisyen için lip-sync yaparken, diğerlerinde müzisyen şamanik bir kostümde, yüzü beyaz boyaya bulanmış veyahut bir iskelet gibi görünecek şekilde yapılmış bir makyajla karşımıza çıkar.

Karin Elisabeth Dreijer’in sizler için seçtiğimiz eserlerine ulaşmak için “Portreler” Spotify listemize kulak verebilir, daha fazla içerik için sosyal medya hesaplarımızı ve web sitemizi takip edebilirsiniz!

Kaynaklar: